Yaş ilerledikçe büyümüyor insan. Büyüdüm diyebilmesi için bir kaç dost kaybetmesi, epey gözyaşı dökmesi, çokça sevilen tarafından üzülmesi, onlarca savaş kaybetmesi gerekir. Bunu anladım hayatımdaki kayıplar çoğaldıkça. Her darbede büyümeye devam ediyor insan, yaşı seksen de olsa. Büyümen için yarı yolda bırakılman da gerekir bazen, ummadık çok taşın başını yarması da. Yenilmeyi öğrenmen gerekir en önemlisi. Büyümek yükselmek de demektir çünkü ve yükselmek için en dibi görmen gerekir. Bir gözün her zaman açık uyuyorsan, epey yol katetmişsindir mesela, hiç kimseye güvenmemeyi öğrendiğinde büyürsün. Belki de bu yüzden aslında iyi şey değildir büyümek. Çocukluğun yeşiline griler karışıp yutuverir umursamazlığını. İçindeki izbe boşluklar büyüdükçe sen de o boşluğa katılır, kasvetle yoğrulursun.
Büyüklerin dediği gibi uyumak da lazımdır büyümek için. Uyku geçici ölümdür zira. Ölümse son durak, tüm o hengamenin bittiği yerdir. İnsan için zamanın durduğu iki an doğum ve ölüm anıdır. Farklı iki dünyaya açılan, insan hayatında iki milat. Bu iki miladın arasındaki yaşam dönem süreçte insan alemine düşense öğrenerek büyümektir.