Koltuğuma oturduğumda ön cepte duran dergi dikkatimi çekti ve biraz kurcalamak istedim. İşte tam da dergiyi kurcalarken “Tracy Chapman” ismi dikkatimi çekti. Merak ettim ve okudum. Sizlere de kısaca bahsetmek istiyorum. Kim bilir belki birileri daha, benim gibi bıkmadan defalarca dinleyebileceği bir sanatçıyla tanışır.
Tracy Chapman 30 Mart 1964 yılında doğmuş. Çocukluk dönemleri pek parlak değilmiş aslında. Parasızlıkla ve çeşitli zorluklarla boğuşmuş Chapman. Ancak bu ona seneler sonra bestelerini yaparken çok yardımcı olmuş. Çok klasik belki ama, babasının ona aldığı gitarla tüm hayatı değişmiş. Çeşitli burslarla lise ve üniversite hayatını tamamlamış. Üniversite yıllarında sokak ve kahvelerde çalarak geçimini sağlamış. Ve üniversiteyi bitirip, 1988 yılında kendi adını taşıyan ilk albümünü çıkarmış. Müzik dünyasına adeta bomba gibi düşmüş. ‘Fast Car’ ile ilk Grammy sini kazanan Chapman, devam eden müzik hayatında 3 Grammy daha kazanarak , toplamda 4 Grammy ile başarısını ispatlamayı başarmış. Bu kadar hızlı yükselmesine rağmen geldiği yeri unutmamış ve defalarca Afrika’daki açlık için konserler vermiş ve hala vermeye de devam ediyor.
İşin özü şu aslında, Fast Car, Baby can I hold you, Talkin ’bout a revolution ya da ne bileyim, açın bir Tracy Chapman ve sadece dinleyin. Eminim ki devamı gelecek ve başka parçaları da dinleyeceksiniz. İyi dinlemeler… 🙂